İÇ ANADOLU: TÜRKIYE’NIN “TAHIL AMBARI”

image_not_found

İç Anadolu: Türkiye’nin “Tahıl Ambarı”

Sayısız uygarlığa ev sahipliği yapan İç Anadolu Bölgesi, tarih boyunca hep önemli bir tarım merkezi oldu. Bölgenin, günümüzde de Türkiye’nin “tahıl ambarı” olarak adlandırılması, onun bu tarihi rolüne işaret ediyor.

İç Anadolu Bölgesi’nin çevresi yüksek dağlarla çevrili olduğundan, denizlerin nemli ılıman havası bölgeye giremiyor. Bu nedenle de bölgede yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve kar yağışlı karasal bir iklim hüküm sürüyor. Doğuya doğru gidildikçe, yüksekliğin artmasına bağlı olarak karasallık artıyor ve kış sıcaklıkları çok düşük değerlere ulaşıyor. İç Anadolu Bölgesi, aynı zamanda ülkemizin en az yağış alan bölgesi (ortalama 400 mm). Yağışlar genellikle ilkbahar aylarında sağanak şeklinde düşüyor. Yazları kuraklığın erken başlaması, özellikle sebze tarımı üzerinde olumsuz etki yapıyor. Bölgenin doğal bitki örtüsü bozkır; ormanlar ise %7 gibi oldukça düşük bir orana sahip.



EN ÖNEMLİ ÜRÜN: BUĞDAY!

İç Anadolu Bölgesi’nde yetiştirilen ürünler arasında tahıllar, bunun içerisinde de buğday ve arpa başta geliyor. Ülkemizde gerek insan beslenmesinde gerekse hayvancılıkta önemli bir yere sahip olan her iki bitki de ekonomiye önemli katkı sağlıyor. Türkiye genelinde yaklaşık 8 milyon hektar alanda 19 milyon ton buğday üretimi gerçekleştiriliyor. İç Anadolu’da buğdayın ekim alanı ise 3 milyon hektar civarında. Konya, Ankara, Sivas, Yozgat ve Çorum illeri ülke buğday ekim alanlarının %25’ini, sadece Konya ise yaklaşık %10’unu kaplıyor.

İç Anadolu Bölgesi hem ekmeklik hem de makarnalık buğday üretimi açısından uygun bir iklime sahip olmakla birlikte sulama imkânlarının çok sınırlı olması nedeniyle üretim genellikle kuru tarım şeklinde yapılıyor. Bölgede yağışın az olmasının yanı sıra aylara göre düzensiz bir dağılım göstermesi de buğday üretimini olumsuz etkiliyor.

Diğer taraftan bölgede sertifikalı tohumluk üreten çok sayıda kamu ve özel sektör kuruluşu bulunması, buğday yetiştiricilerine daha yüksek verim elde etmek için bir avantaj yaratıyor. Ayrıca Ankara’da Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü, Konya’da Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü ve Eskişehir’de Anadolu Tarımsal Araştırma Enstitüsü gibi buğday ıslahı ve yetiştiriciliği ile uğraşan üç büyük kuruluşun ve üç tane gelişmiş ziraat fakültesinin bulunması, bölgedeki tarımın gelişmesine olumlu katkı yapıyor.